Teistler,Ateistler,Deistler,Panteistler,Pan-enteistler ve Biz İslami İmanlılar

Son  zamanlarda bir dindarlık tartışmasıdır sürüp gidiyor, kimi dindar olmayı savunuyor, kimi dinlere kayıtsız kalmayı, kimisi de dindarlar kadar dini olmayanların da hakkının savunulması gerektiğini iddia ediyor.  Yine akıntıya karşı kürek çekmeye alışkın yarı aydınlarımız, kendi incilerini ortalığa saçmaya devam ediyorlar, ama birşeyin farkında değiller ortalığa saçılan incilerin kırık olduğu, dolayısı ile bir değerlerinin olmadığının farkında değiller.

Öteden beri sosyal bilimlerde ki felsefi ayrışmalara, metodolojik sınıflandırmalara hep şüphe ile bakmışımdır. Sosyal bilimlerde birtek doğrunun olmadığına inananlardanım, oysa bu tür kategorize etmeler bir tek doğruya götürüyor gibi bir yanılsama oluşturuyor. Yazının başlığında da gördüğünüz gibi sosyal bilimciler insanları inançlarına göre kategorilere ayırmışlar.  Bütün çaba ve uğraşlarıma rağmen kendimi bir kategoriye oturtamamıştım.   Ve başlıkta olduğu gibi başlığın sonuna  Biz İslami İmanlılar diye ekledim kendimizi.

Şimdi gelelim neden kendime bu kategoriler içerisinde yer bulamadığımın izahına. Önce Wikipedi’den yukarıdaki kavramların tanımlarını yazacağız, sonra neden O kategoriye dahil olmadığımı izaha çalışacağız.

Teizm, tanrının varlığını doğrulayıp insanlara din gönderdiğine inanan bir düşünce akımı. Anlayacağınız tanrıyı kabulle birlikte peygamberleri de kabul ediyor teizm. Sosyolojik tahlilde  Müslümanların dahil edilmesi en muhtemel grup teizm’dir. Fakat ayrıntılara girdiğinizde teizm deki tanrı inancı ile Kelime-i Tevhiddeki ilah inancı biribiriyle örtüşmediğini görüyoruz. Tanrının  sıfatları konusunda apaçık çelişkiler taşımaktadır teizm kategorisi. Teizmde hristiyanlıkta olduğu gibi yardımcı tanrılara yada oğul tanrılara yer varken, Kelime-i Tevhid de ki ilah inancında  ilahlıkta yetki paylaşımının hertürlüsüne kesin  red vardır. Üstelik bu yargı İslami bir imanın temelini oluşturmaktadır. O halde teizm  İslami bir imanın temeline saldırıdır diyebiliriz.

Bundan sonraki kategoriler tarihsel süreçlerde  teizme karşı  yada tepki olarak ortaya çıkmış felsefi görüşlerdir dersek haksızlık etmiş olmayız. Şimdi de onları sırasıyla görelim.

Ateizm, tüm tanrılara ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançların reddedilmesi ve var olan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen bir düşünce akımıdır. Ateizm teizm’in karşıt görüşü olduğunu reddeder Çünkü tanrı tanımazlık  kavramının olan bir şeyin reddi olduğunu oysa tanrı inancının tamamen hayal ürünü olduğunu iddia eder. Kendinden menkuldür Ateizm  sizin anlayacağınız . tanrıtanımaz adını kabul etmemelerine rağmen bütün tezlerini tanrı tanır dinlere karşı geliştirirler, ve de tanrılı dinlere saldırarak kendi varlıklarına yer açtıklarını zannederler. iİdeolojiler sayesinde (Kapitalizm ,Komünizm, Materyalizm….) oldukça taraftarı olan düşünce akımı haline gelmiştir.

Yunancadan alınan Ateist kavramı 16. yy da batıya geçmiş bir fikir akımıdır.Tarihsel gelişimi incelendiğinde Batıda Hristiyanlığın içindeki reform hareketleri(protestanlık) ile eşzamanlı olarak ortaya çıkmıştır. Katolik kilisesinin baskıcı uygulamalarına tepki olarak Deizm le birlikte ortaya çıktığı söylenebilir.

Ateistler kendi ahlaki kuramlarını geliştirmişlerdir, fakat birçok tutarsızlığı içinde ihtiva etmektedir,Ateist ahlak kuramının akıl ve bilime dayalı olduğunu iddia ederler.  Örneğin insan olan birinin ürettiği ahlak kuramının, neden diğer insanlara uygulanması gerektiği sorusu karşılık bulamamaktadır. Eğer her ateistin ahlak kuramıda ayrı olursa nerde kalır bu işin bilimselliği.  Ateist ahlaki öğretilerinin doğruluğu isbata ihtiyaç olan durumları ihtiva etmektedir. İslam ile tamamen taban tabana zıt görüşlere sahiptirler. İslam fizik metafizik alemle bağlantılar kurarken Ateistler sadece dünyaya ve fizik aleme inanırlar. Ateist oranının yüksek olduğu toplumların içine düştükleri paradoksal duruma dair bir çözüm öneriside yoktur ateizmin. Örneğin toplumdaki nüfus devamlılığını sağlama konusunda oldukça başarısızdır ateist olanlar. Evlenme,  aile kurumuna inanmadıkları  ve  çocuk sahibi olmayı külfet gördükleri için neslin  devamını sağlayacak alternatif öneriler sunamamaktadırlar.

Deizm ya da Yaradancılık, tüm dinleri reddeden ancak tanrının varlığına inanan inanç şeklidir. Dinler reddedildiği için peygamberler, kutsal kitaplar, cennet ve cehennem, melek, şeytan gibi kavramların hiçbirinin deizm inancında yeri yoktur. Evrim kuramının yaygınlaşması ile ortaya çıkmış bir fikir akımıdır. Darvinizmi reddetmez . İlahi kaynaklı dinleri tümden reddeder. Çeşitli  fikir akımlarının doğmasına kaynaklık etmiştir. Örn: Egzistensiyalizm (varoluşçuluk). İslam akidesi ile taban tabana zıt akımlardan bir taneside Deizmdir. İslam Allahın yarattığı insana yine Allah tarafından yüklenilen sorumluluklardan bahsederken deistler insanın uhrevi sorumluluğunu hiç bir şekilde kabul etmez.

Tanrının varlığını kabul etmekle birlikte bilinemezliğini savunan Agnostikler’ide  bu grupta sınıflandırabiliriz.

Panteizm ya da Tümtanrıcılık (Doğatanrıcılık, Kamutanrıcılık) Evrenin bütününü Tanrı olarak kabul eden felsefi görüştür. Panteizmde, her şey Tanrı’nın bir parçası olarak kabul edilir, Tanrı her şeydir ve her şey Tanrı’dır.  İslamın Öngördüğü yüce ve aşkın varlık ilah inancına ters görüşleri vardır.  Herşeyi tanrı kabul eden pan-teistler  İbn-Arabinin Vahdet-i Vücud düşüncesinden etkilendikleri varsayılmakla beraber, Vahdet-i Vücud düşüncesinde “Evren tanrının bir parçasıdır ve tanrıyı sınırlandırmaz” tezi işlenmektedir. Oysa Spinozanın panteist görüşlerinde “Evren tanrının bütününü oluşturmaktadır”.  Darvinizm’in tezlerini mümkün görürler.

Pan enteizm Panteizmde her şey tanrıdır. Panentezimde ise, her şey Tanrı’dan sudur etmiştir (oluşmuştur). İslami terminolojideki  yaratılmış olan mahlukat, Pan enteizmde direkt olarak tanrının yüce varlığından meydana gelmiştir ve ruhun amacı tanrıya tekrar hulul etmektir.Oysa islamın tezlerinde yaradılmışlar alemi Allahın zat ve sıfatlarından tamamiyle ayrıdır.

Yukarıdaki kısa açıklamalarda da görüleceği gibi batı medeniyetinin içindeki din olgusuna karşı geliştirilmiş felsefi görüşler İslam terminolojisi ile asla uyuşmamaktadır. Tamamıyla Hristiyanlığı ve onun öğretilerini hedef almıştır. Müslüman toplumlar içerisindeki yayılması ise İdeolojik kamplaşmalar yoluyla olmuştur. Bu felsefi görüşlerin  İslama karşı yeni versiyonları icad edilmemiştir ve müslümanların bilgisizliğinden faydalanarak toplum içinde kendisine yer açmışlardır. Toplumumuzun dini açıdan bilgilendirilmesi ile bu felsefi görüşlerin gerileyeceği ayan beyan ortadadır. Acaba dindarlaşmaktan korkanların asıl korkusu bu olmasın?

Son söz olarak dindarlık karşıtlarına şunu söyleyebiliriz; dün Hristiyanlık karşısında kazandığınız mevzilerinizin bugün aydınlanmış müslümanlarca geri alınması hoşunuza gitmiyor mu?   Bre din düşmanları bilmezmisiniz ki kaplan’a pişşt deyince kedi gibi kaçmayacak, bilakis daha fazla üstünüze gelecek , iyisimi sesinizi çıkarmadan ve kaplan size saldırmadan ortalıktan sıvışmaya bakın.08.02.2012

Yücel Başaran/Karacaören/Şebinkarahisar

Teistler,Ateistler,Deistler,Panteistler,Pan-enteistler ve Biz İslami İmanlılar” için bir yorum

  1. kavramlar güzel izah edilmiş, delilleriyele çürütülmesi de yapılsa o zaman işe yarar

Yorum bırakın